Küller Göğe Savrulmadan
Bir kelebeğin titreyen gölgesinde uzayıp gidiyor sonsuzluk,
gene de yarı uykulu düşüyorum peşine
konarak bir çiçekten ötekine.
Sınırda, Dur! diyor iyi saatte olsunlar.
Önce partal hurcumu karıştırıyorlar
ve hemen buluyorlar
sakıncalı sabır taşını.
Zararsız bir el bombası o, diyorum,
İspanya İç Savaşından.
Anlamıyorlar ancak kendi kendimle
dalga geçebildiğimi.
Sınırı geçer geçmez, günebakanlar karşılıyor beni,
serçeler, kırlangıçlar.
Birbirine karışıyor renklerle sesler giklerin ardında.
Hani sen, bugün buluşalım, derdin, o gün bugün işte,
hemen, şimdi.
Şu dağın öbür eteğindeysen,
ya uçarak aş o dağları,
ya da delerek gel.
Güneşi görmek için yön değiştiriyor çiçekler.