ONLAR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜMÜZDE

onlar tarafından öldürüldüğümüzü anladığımızda
annemiz bir geyikle yatıyordu
şimdi biz bir rüzgârın boşalttığı ağaç diplerinde
şaşkın tesbih böcekleri gibi sabır çekiyoruz
seslerimiz öyle çok kaçıyor ki içlerimize
bir çiçeği okşarken bile tanrı seni terk etmedi diyemiyoruz
bir yerlerde unuttuğumuz bir şeyler olmalı
tam dilimizin ucundayken tutuşup küle dökülen
bir hatıra eksik iki söz "öldük” gibi "unutma”
iç sabrımız ayakuçlarımızda büyüyen
birer gölge çiçeği
yapraklarımızı açsak ne zaman
bir yağmur üşütüyor gövdelerimizden bizi
bir biliş mi bu, annedeki geyiği yitiriş mi bilinmiyor
 
biz ölümle bölüyoruz çok parçaya ömrümüzü
bu diyoruz çocukluğumuz, uçlarından gerili bir aynaya hapis
ki her sıkıldığımızda geçip karşısında kendimizi seyrettiğimiz
bu, ilk gençlik yıllarımız
dünyayla yeni yeni başlıyor kavgamız bileklerimizde korlu öfke
parmak uçlarımızda irice iki söz : "…yanağından gayrı”
bir önceki sözcüğü söylemeye utanıyoruz daha
bu da, yaşlılığımız sönmüş kavı bileklerimizin
çırılçıplak bir bozkır göğsümüz
geriye doğru yürüsün istiyoruz yaşam suyumuz
karakalemler tütsüler iki parça sinameki otu ve
geyik kılından bir tutam bulunsa karıştırılsa harlı ateşte
anne rahmine dönecekmişiz sanki
ve birden ateş kompostoları badem içleri su sunakları

SPİNOZA VE CONATUS  Mehmet Serdar     92
KAPANMA  Uğur Kökden    92