ŞİİR ÜSTÜNE
* Şiirimde kendimi disiplinli yazmaya zorladım.
* Sanatın zorluğu, hiçbir zaman sanatçının yaptığından memnun kalmayışından
doğuyor.
* Kırk yıllık şiir hayatımda, bu jübileyi hak ettim. Sanatın çetinliğini bir
kez daha anladım bugün.
* Zaman zaman bir şiirim beni mutlu kılıyor, içimde şairlik gururu yeşeriyor.
* Sanatta yılmamak lazım.
* Hep kendini yenilemek, aşmak gerekir. Sanatçının kaderi aynı şeyi, yeni
kalıplara dökerek tekrarlayıp gitmektir.
* Edebiyat adamı, özellikle bizde, futbolcudan şöyle ayrılır: Eski futbolcu,
bir başka takıma antrenör olabilir ama eski sanatçı hiçbir takımda hizmet dahi
alamaz.
* Anlayışlar değişiyor. O vakit sanatçı ya kendi türküsünü biraz ezgisini değiştirerek
sürdürür veya yazmaz.
* Dünya görüşünüz gerilerde kalabilir fakat dünya için bizim görüşümüz de
bir şey ifade eder. Bizim gibi dünyalar da vardır.
* Birtakım toplumsal görüşler sanatı etkileyebilir. Bir gür damar vardır ki,
bizim nabızlarımızda atar. O noktayı göstermek hakkımızdır.
* Ben şiirde bu tarafıyla direndim. Benim kendime göre bir türküm vardır.
Bu biraz mistiktir. Bu biraz çağdışı görülebilir. Ben eski şairlerden geliyorum.
Onların hâlâ, pek çok kişiye seslenebilmeleri dikkate değer.
* Şiirim aslında büyük bir değişme geçirmedi. Hayat anlayışım değişmedi.
İlk kitabımın ilk mısrası "yaşamak bir azap çok zaman”. Benim için bugün de
öyle.
* Şiirde tutarlılık deyince ben geleneksel değerlerden yararlanmak, onları
bugünün teknik ışığı altında değişik açılardan değerlendirmek isterim.
* İster şair ruhlu olalım, ister materyalist, çevremizdeki acılarla sarsılmamız,
kendi konforumuzdan rahatsız olmamız gerekir.
* Şiir daima tedirginliğin, huzursuzluğun sonucudur.
* Kimisi haykırarak, hesap sorarak anlatır, kimi sessiz. Mesele bu tedirginliği
yaşamaktır.
* Oldum olası benim şiirimde rahatlık görülmedi. Tek tük mutluluk şiirlerim
olmuştur. Bunları da hatır için yazmışımdır. Hep aynı doğrultuyu sürdürdüm. Kendimi
mi tekrarladım? Hayır. Vicdanım rahat.
* Her şeyde reform arıyoruz. Şiirde de neden olmasın? Biçim değişikleri
yaptım.
* Aradan on, on iki yıl geçmiş. Şimdi daha başka türlü yazıyorum. İçimden
gelmeyen şiiri hiçbir zaman yazmamakla öğünüyorum.
* Değişmenin nedeni usançtır. Belki bilinçaltında biraz korku. İçten gelen
ürküntü beni başka türlü yazmaya zorlamıştır. Ama taklit etmeye değil. İçimde
bir korku; kendimi tekrar etmek. Bu lehime bir not.
* Yukarda şiirini öv dediler. Ben de öyle yapıyorum. Sonra söylediklerime
bin pişman olabilirim.
* Ben hemen her şeyi aradan çıksın diye yapmışımdır.
* Mesele, netameli dakikaları geçirebilmektir.
* Sanatçıda biraz zebralık vardır. Sirkten sirke dolaştırılan zebra gibi o da
kamptan kampa dolaştırılır.
* Sanatçı kimseye tam yaranamaz. Dostluklarına güvenilmez. Böyle ortada
bir garip zebra. Sanatçı, anlayışsız yargıların çarmıhına gerildikçe dirilir.
* Söylemek istediklerimin hiçbirini söyleyemedim. Fakat niye böyle söylüyorum
canım, pek çoğunu söyledim işte.
Mayıs 1973
Not: Necatigil’in yukarıdaki sözleri Harbiye’deki Yapı Endüstri Merkezi toplantı
salonunda Mayıs 1973’te 40. Sanat Yılı nedeniyle yaptığı bir konuşmasından aldığım notlardan
oluşuyor.
Demirtaş Ceyhun’un yönettiği kitabevinde gerçekleştirilen bir dizi sanat oturumunda
Fazıl Hüsnü Dağlarca, Aziz Nesin, Tahir Alangu gibi isimlerin de konuşmalar yaptığını
hatırlıyorum.
Konuşmanın özeti "Necatigil Şiiri Anlattı” başlığıyla bir dergide yayımlanmıştı (Günümüzde
Kitaplar dergisi, Haziran/Temmuz 1973, Sayı 3).
Sonradan da Bütün Eserleri kapsamında hazırlanan Vaktin Zulmüne Karşı Yazmak
(Düzyazılar III, Yapı Kredi Yayınları, Ocak 2019) adlı kitapta da yayımlandı.
Yayımlanan özette yukarıdaki notların kimileri yer almıyor.
Naci Çelik Berksoy