Uzun Gece
Ben yani gittikçe günden eksilen biri
Giderek dünyanın en uzun gecesiyim
Bazı sözlere yarım bir ağızken
Bazı sözler için karanlığı bekledim
Aslında epeyi oluyor
Bazı sözleri söylemekten büsbütün vazgeçtim
Yitirmek mi yaşlanmak mı artık ne denir
Mırıldanarak alıştırdım kendimi
Karanlığa sessizliğe ve yalnızlığa
Saksıdaki çiçekle de konuştum deli otlarla da
Gövdeyi dolduran sessizlikte
Yokladım bıçağın keskin sesini
Kalmam ve daha uzun katlanabilmem için
Bazı ağrılara kılıf diye uydurmuşlar bedenimi
Çok oluyor düşten uykudan uzak gözlerim
Çok oluyor her şey çok geliyor bana
Bu soluk grilikler içinde
Biraz huzur bulduğum da çoğu kez yalan
Soğuk bir kış kar gibi sessiz
Birikip durmuş kırış kırış yüzümde
Uzak uzak bakmam dünyaya, hep bundan
Geceden sabaha uzayan yollarda
Dalgın dolaşmış buluyorum kendimi
Ortada duran bir eşya gibi bazen
Aranmakla bulunmuyorum
Bulamıyorlar ne diyeyim
Boşluğa dayanmış bir merdiven
Felçli bir beden kadar umarsızım
Ne yapabilirim
Bir geceden ötekine taşınıp duruyorum böylece
Sürüklenerek götürülen bir bavul gibi